Ukrayna’daki savaşın çıkmaza girmesiyle birlikte Rusya’daki ekonomik durumlara dair şüpheler arttı. Bazı uzmanlar Rusya’nın savaş sebebiyle ekonomik çöküş yaşayabileceğini belirtiyor.
Kızıl Meydan’daki askeri geçit törenlerinin küçülmesi ve iç güvenlik tehditlerinin artması, ülkenin içinden geçtiği krizi derinleştirdi. Ayrıca, faiz oranlarının yüksek kalması Rus ekonomisinin büyük zorluklarla karşı karşıya olduğunu gösteriyor. Bu durum, ekonominin enflasyonist baskılar altında olduğunu ve faiz oranlarının daha da artırılabileceği tartışmalarının sürdüğünü ortaya koyuyor.
Al-Jazeera’da yer alan ve “Modern Diplomacy” sitesinde yayımlanan bir raporda, yazar Hauyu Henry Huang, savaşın Rus ekonomisi üzerindeki olumsuz etkilerini detaylı bir şekilde ele aldı ve yaklaşan ekonomik çöküş olasılığına işaret eden birçok göstergeye dikkat çekti.
Rus ekonomisinin yapısal kusurları ve uygulanan yaptırımlar, Moskova’nın savaşı başlangıcından itibaren finanse etmesini zorlaştırdı. Savaşın neden olduğu hükümetin sorumsuz harcamaları ve iş gücü eksikliği gibi etkiler, ekonominin geleceği için büyük bir tehdit oluşturuyor.
Görünürdeki ekonomik büyümeye rağmen, Rus ekonomisi, uzun süreli savaşlara dayanamayacak kadar derin yapısal sorunlar yaşıyor. Savaştan önce Rus ekonomisi, büyük ölçüde enerji ve ham madde ihracatına dayalı bir gelir kaynağına sahipti.
Yıllar boyunca ticaret fazlası elde edilmesine rağmen, küresel enerji fiyatlarındaki dalgalanmalar yıllık geliri büyük ölçüde etkiledi. Örneğin, 2014’te petrol fiyatlarının düşmesi ve ardından gelen ekonomik durgunluk, Rusya’nın gelir kaynaklarının ne kadar kırılgan olduğunu ortaya koydu. Ayrıca, Rusya’nın Sovyetler döneminden bu yana ithal edilen imalat ürünlerine büyük ölçüde bağımlılığı, sanayilerin dengesiz dağılımını yansıtıyor ve bu durum, ekonomik yapıyı uzun süreli bir savaş için uygun olmayan bir hale getiriyor.
Modern savaşların maliyetleri, Moskova’nın karşılayamayacağı bir yük haline geldi. Örneğin, 2015 yılında Suriye’deki Rus askeri operasyonları, hızla Rusya’nın mühimmat stoklarını tüketti ve sadece hava operasyonlarının günlük maliyeti 4 milyon doları buldu. Şu anki Ukrayna savaşı ise operasyonların büyüklüğü ve gereken asker sayısı göz önüne alındığında çok daha yüksek maliyetler içeriyor.

SAVAŞIN HARCAMALAR ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ
Rus ekonomisinin kırılganlığı, askeri harcamalar üzerinde doğrudan etkisini gösteriyor. 2022’ye kadar askeri harcamalar düşük seviyelerde kaldı ve birçok temel modernizasyonun gerçekleştirilmesini engelledi. Örneğin, “T-14” gibi ileri düzey tankların konuşlandırılması, ancak Rusya-Ukrayna savaşının başlamasıyla ciddiye alınmaya başlandı.
Rus donanması ve hava kuvvetleri de ekipmanlarını modernize etmekte gecikti. Son yıllardaki Zafer Günü geçit törenleri incelendiğinde, Rusya’nın büyük miktarlarda askeri teçhizatı depolama ve üretme kapasitesinden yoksun olduğu açıkça görülüyor. Bu durum, on yıllardır süregelen yapısal eksiklikleri yansıtıyor.
Ayrıca, Rusya’ya uygulanan yaptırımların uzun vadeli etkileri olduğu kanıtlandı. Başlangıçta ekonomik göstergeler istikrarını korusa da, yaptırımların olumsuz etkileri kademeli olarak ortaya çıktı. Rusya’nın ihracatı önemli ölçüde düştü ve petrol ile doğal kaynaklarını piyasa fiyatlarının altında satmak zorunda kaldı.
Bu durum, Rusya’nın gelir elde etme kapasitesini zayıflattı. Bunun yanı sıra, yaptırımlar nedeniyle Rusya’nın yabancı para birimlerine erişimi kısıtlandı ve Moskova Borsası’nın euro ve dolar üzerinden ticareti askıya alması gerekti. Bu önlemler, Rusya’nın savaşı desteklemek için gerekli finansal kaynakları toplama kapasitesini sınırladı.

İKİNCİL YAPTIRIMLAR
İkincil yaptırım tehditleri, Rusya’nın ticari ilişkilerini daha da daralttı. Örneğin, Çin bankaları, savaşın başlangıcından bu yana Ruslara dolar üzerinden kredi mektupları düzenlemeyi durdurdu. Küçük Çin bankaları da ABD yaptırımları korkusuyla yuan üzerinden Rusya ile işlem yapmayı bıraktı.
Orta Asya’da, Kazakistan ve Özbekistan’daki şirketler Rusya ile bağlantılı yaptırımlara maruz kaldı. Bu durum, Rusların bölgesel bankaları işlemlerinde kullanmasını daha da zorlaştırdı. Daha fazla uluslararası tarafın yaptırımlara katılmasıyla birlikte, Rusya’nın uluslararası ticaret kanalları önemli ölçüde daralmaktadır.
Savaş ayrıca, sınırlı Rus ekonomik kaynaklarının tükenmesine neden olmakta. Bunun temel nedenleri arasında iş gücü eksikliği ve kontrolsüz hükümet harcamaları yer almaktadır. Raporlara göre, Rus şirketlerinin %73’ü iş gücü yetersizliği yaşamaktadır ve bu durum, üretim kapasitesi ile ekonomik büyümenin geleceği konusunda ciddi sorular doğurmaktadır.
Savaşın başlangıcından bu yana, yaklaşık bir milyon Rus ülkeyi terk etti. Bu göç edenlerin çoğu, ekonomiyi desteklemek için gerekli olan yüksek öğrenim diplomasına ve uzmanlık becerilerine sahip kişilerden oluşmakta. Bu durumun, ekonomik krizin daha da derinleşmesine yol açtığı bildiriliyor.
Kevser Karatosun