Yapay zeka sektörü, 2030’a kadar 15,7 trilyon dolarlık bir ekonomik büyüme vaat ediyor. Hindistan, ABD ve Çin’in hakimiyetine meydan okuyarak rekabetin yeni merkezi olmaya aday.
Küresel yapay zeka (YZ) sektörü, hızla büyüyerek 240 milyar dolarlık hacme ulaşmış durumda ve bu rakamın 2030 itibarıyla trilyon dolarlara ulaşması bekleniyor. Özellikle ABD ve Çin’in domine ettiği bu alana Hindistan da büyük yatırımlarla dahil oluyor. Uzmanlar, Hindistan’ın önümüzdeki 10 yıl içinde yapay zeka yarışında önemli bir konum elde edeceğini öngörüyor.
AA’nın haberine göre, Davos’ta düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu’nda konuşan Chicago Üniversitesi Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ufuk Akçiğit, küresel ekonomiye yapay zekanın etkisi ve ülkeler arasındaki rekabet hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Akçiğit, Hindistan’ın 2010’lardan itibaren YZ alanına yaptığı ciddi yatırımların karşılığını almaya başladığını belirterek, “Rekabetin daha da kızışacağı kesin. Hindistan’ın bu alandaki yükselişi diğer ülkeler için de bir ders niteliğinde” dedi.
Yapay Zeka, ekonomilerin kimyasını değiştiriyor
Yapay zekanın ekonomilere hızlı bir şekilde nüfuz ettiğini ifade eden Akçiğit, bu teknolojinin ülkeler arasında hem bir heyecan hem de bir panik havası oluşturduğunu belirtti. Özellikle Avrupa’nın bu alandaki geri kalmışlığına dikkat çeken Akçiğit, “Avrupa’nın dijital dönüşüme hazırlıksız olduğu çok net. Eski ve hantal ekonomik yapıları, hızlı teknolojik değişimlere ayak uydurmakta zorlanıyor” diye konuştu. ABD ve Çin’in öncülüğünde şekillenen yapay zeka yarışına Hindistan’ın da güçlü bir aday olarak katıldığını belirten Akçiğit, Hindistan’ın beşeri sermayesini eğitme konusundaki çabalarının bu başarıda büyük rol oynadığını söyledi.
Gelişmekte olan ülkeler için büyük fırsatlar
Akçiğit, yapay zeka teknolojilerinde geri dönüşün olmadığını belirterek, bu alanda Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler için de büyük fırsatlar olduğunu vurguladı. Özellikle beşeri sermayenin güçlendirilmesi, bulut sistemleri ve internet altyapısının geliştirilmesi gibi adımların atılması gerektiğini ifade eden Akçiğit, bu yatırımların ülkelere büyük bir geri dönüş sağlayacağını söyledi.
Üniversiteler ve iş dünyası arasındaki iş birliğinin önemine de değinen Akçiğit, “Araştırmalar ve uygulamalar arasındaki mesafeyi ne kadar daraltırsak, teknoloji ve ekonomiye o kadar hızlı uyum sağlayabiliriz” şeklinde konuştu. Yapay zeka konusundaki gelişmeler, sadece büyük ekonomiler için değil, gelişmekte olan ülkeler için de bir uyanış çağrısı niteliğinde. Türkiye’nin bu yarışta geri kalmaması için gerekli altyapı yatırımlarını hızla tamamlaması ve üniversite-sanayi iş birliğini artırması gerekiyor.
Sinan SAYGI